Vefa yemeğinde neler yaşandı: “Bu tür uygulamalardan vazgeçilmeli”

Yeni Şafak muharriri Mehmet Metiner, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinde geçmişte misyon almış şahıslara Beştepe’de verdiği yemeğe dair tenkitlerini yazdı.

AKP’li eski vekil Mehmet Metiner’in “Külliye’deki yemekli toplantı üzerine” başlıklı bugünkü köşe yazısında yer seçiminin yanlış olduğunu belirterek şunları kaleme aldı:

“Lafı dolandırmadan belirteyim. Evvela yer seçimi yanlıştı. Bir siyasi parti toplantısının CB Külliyesinde yapılması yanlışsız değil. Parti devleti algısı oluşturacak kelam ve davranışlardan kaçınmak, herkesten evvel bizim dikkat etmemiz gereken konuların başında gelmeli. Biz devlet yöneten bir partiyiz ama devletin partisi değiliz. Devlet yalnızca bizim devletimiz değildir; bu ülkede yaşayan herkesin devletidir. Bu devlet, bir parti devleti değildir. CHP’nin parti devleti zihniyetiyle ve uygulamalarıyla vuruşa vuruşa gelen bir zihniyetin mensuplarıyız. Varlık sebebimizi gözden kaçırırsak yazık ederiz. Külliye yalnızca AK Partililerin yeri değildir; bütün vatandaşların yeridir. Cumhurbaşkanı, partili aidiyetine karşın herkesin Cumhurbaşkanı’dır. Biz AK Parti olarak milletin her kısmının partisiyiz. Herkesi kucaklamak ve her bölümü bütünleştirmek için yola çıkmış bir misyonun partisiyiz. “Biz birlikte Türkiye’yiz!” mottosu, vazgeçilemez prensiplerimizin başında geliyor. O yüzden bu devlete aidiyet bağını zayıflatacak “parti devleti” uygulamalarından vazgeçmek tıpkı vakitte kurucu anlayışımıza bağlılıkla da direkt alakalıdır. Oturduğum yerden bir an düşündüm. Birebir yerde CHP’nin toplantısı yapılıyor, ekranda izlerken ne hissederdim sanki? Doğrusunu söylemem gerekirse, bu manzara karşısında devlete aidiyet hissim örselenirdi. Teklifim o ki bundan sonra hiç değilse bu çeşit uygulamalardan vazgeçilmesidir.”

X-RAY ELEŞTİRİSİ

Güvenlik tedbirlerinden şikayet eden Mehmet Metiner şunları anlatım etti:

“Külliye’ye çağrılan beşerler tanınan-bilinen beşerler. Şahsen CB çağırmış. O kadar çok x-ray aygıtlarından geçirilmeleri yanlışsız mu? Elbette yanlış. Devletin o bürokratik soğuk yüzünün en azından Cumhurbaşkanı’nın yakın dava arkadaşlarından uzak tutulması gerekmez miydi? Güvenilip çağrıldığınız bir yerde, üstelik Cumhurbaşkanı’nın “kendi eviniz” dediği bir yere girerken çok sayıda can sıkıcı aygıtlardan geçmek, hiç de güzel olmadı.”

BU TÜRLÜ Mİ OLMALIYDI

Mehmet Metiner, yazının devamında özetle şunları yazdı:

“Bini aşan insan bir yemekte bir ortaya geliyor ama kalabalıktan birçok birbirini göremeden birbiriyle konuşmaya dahi vakit bulamadan ayrılıyor. Aş öncesi Reis çıkıp bir konuşma yapıyor, sonra aş yeniyor ve aş biter bitmez herkes dağılıyor. Hiç kimse bir tek kelam edemeden ve Reis’in elini dahi sıkmadan geldiği yere arka dönüyor. Bu bu türlü mi olmalıydı? Kuşkusuz bu tıp toplantılar da gerekli ve değerli. Eyvallah. Lakin yalnızca bununla hudutlu kalırsa bu önemli gönül kırıklıkları siyasi yıkıma dönüşebilir. O yüzden diyorum ki asıl öbür yol ve tekniklerle Cumhurbaşkanımız kesinlikle ve vakit geçirmeden dava arkadaşlarının yeni devir siyasetimize dair tenkitlerini ve tekliflerini almalı.”

TEKLİFLERİM ŞUNLAR

“Bunun için tekliflerim şunlar” diyen Mehmet Metiner yazısına şöyle son verdi:

“Bir: Dar kümelerle uzun vakitli formel olmayan toplantılar düzenlemek. Onlara içlerindeki her şeyi anlatım edebilecekleri bir vakit ve yer imkânı sağlamak.

İki: Aşikâr vakitlerde Reis’in telefonla arkadaşlarını ve dostlarını araması, varsa onların şikâyetlerini ve taleplerini dinlemesi.

Argümanım o ki gönüllerini kırdığımız yahut hak ettikleri kıymeti vermediğimiz insanlarımızı derleyip toparlayabilirsek birinci günkü aşkla muvaffakiyete ulaşmamızın önünde hiç mahzur kalmaz.”