‘CHP topu taca atan bir siyasi tutum benimsiyor’

Bostancı, AA muhabirine, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. Bütün siyasi bölümlerin, Türkiye’nin yeni bir anayasaya gereksinim duyduğunu lisana getirdiğini söz eden Bostancı, “Yine bütün siyasi bölümlerin ortak olduğu nokta, 1982’de, 1980 darbesine yaslanan anayasanın yani darbecilerin anayasasının muhakkak ortadan kaldırılması ve sivil irade tarafından yeni bir anayasa yapılması. Siyaset bunlarda mutabık.” diye konuştu. Bostancı, darbeci ve vesayetçi bir yapının anayasasına güçlü halde itiraz ediliyorsa hakikat olanın; sivil siyasetin temsilcileri olarak beraberce, anayasa yapma konusunda saplantılı olmaksızın, yerleşik politik durumların ötesinde siyasi, reşit, daha özgür ve toplumun ufkunu gören bir akılla kıymetlendirme ve iş birliği yapmak olduğunu anlattı. “O samimi değil, bu samimi değil” formunda bir yaklaşımın birlikte anayasa yapma konusunda ortak davranma imkanını ortadan kaldıracağına işaret eden Bostancı, anayasanın rastgele bir partinin anayasası olmayacağının unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Milletin bir siyasi partiye, anayasayı değiştirecek ölçüde Meclis temsiliyeti vermesi durumunda o siyasi partinin, temsil ettiği geniş bölümleri uzlaştırdığı prensipler etrafında, yeni bir anayasa yapma konusunda elinde bir imkan olacağını lisana getiren Bostancı, şunları söyledi:

“Ama görüyoruz ki millet 19 yıl içinde, şimdiye kadar en yüksek dayanağı AK Parti’ye verdi. AK Parti’nin sayısı da anayasa yapmaya yetmedi. Münasebetiyle ‘Bir gün bir siyasi parti o sayıya ulaşacak ve anayasa yapacak.’ stilinde bir beklenti çok gerçek olmaz. Biz natürel bunun olmasını isteriz. AK Parti olarak bu istikamette gayretimiz ve çalışmamız da mevcuttur. 2023 seçimlerinde de milletimizin bize bu dayanağı vermesini isteriz. Fakat oturup ‘Destek verecek?’ mi diye beklemek ve seçimlere muhakkak iddialı bir formda hazırlanırken işi geleceğe bırakmak yerine bugünden, ‘Bugünkü temsiliyet çerçevesinde anayasayı nasıl yaparız?’a bakmak gerekir. Bunun tabanını oluşturmak üzere bir yükümlülüğümüz var. Bizim var, herkesin var. Cumhuriyet Halk Partisi, bu çeşit mevzulara ilişkin olumsuzlayan, itiraz eden, daima engel çıkaran ve topu taca atan bir siyasi tavır benimsiyor. Zira anayasa sorunu yeni bir problem değil. Yakın tarihi periyotta Meclis’te birçok anayasa görüşmeleri oldu, hazırlıklar yapıldı, kimi prensiplerde uzlaşıldı. En son kurulan kurulda CHP, topu bu kere ‘darbeye ilişkin tüzel mevzuat temizlensin, ondan sonra anayasa yapmaya başlayabiliriz?’ diye bir öteki biçimde taca atmıştı. Bunlar gerçek işler değil.”

Siyaset bir imkan sanatıdır 

Siyasetin bir imkan sanatı olduğunu belirten Bostancı, “Siyaset, geniş ve kucaklayıcı bir halde davranır ve anayasa yapma konusunda mümkün olanı ortaya çıkarmak için gereken esnekliği gösterirse millet bunu görür.” dedi. Meclis’te en büyük parti olan AK Parti’nin o devirde Anayasa Kurulu kurulurken, kendi çoğunluğuna karşın eşit üyelerden teşekkül eden bir Anayasa Komitesi’ne ‘evet’ dediğini aktaran Bostancı, “Ama yeniden top taca atıldı. Sonuçta, bu anayasayı kim yapacak? Bu anayasaya, darbeciler yaptığı için itiraz ediyoruz. Haklıyız. ‘Sivil siyasetle yapılmalı’ diyoruz. Kim yapacak? Nasıl olacak? Natürel ki anlaşacaksın, uzlaşacaksın. Siyasi rekabete tekrar devam edersin, korkma. O rekabet yapılıyor. Birçok hususta çok farklı fikirler söyleniyor. Lakin anayasa problemini bir parantez üzere düşünmek lazım. Siyasi partiler ortası rekabetin bir ögesi üzere görerek, onun üzerinden üretilen politikalarla anayasa yapılmaz.” tabirlerini kullandı.

“Katkı verecek her anlayışa büyük hürmet duyarız” 

Yeni anayasa konusunda temel soruların, “Kim yapacak? Nasıl olacak?” olduğuna dikkati çeken Bostancı, şunları kaydetti:

“Hep bir arada yapacağız. Mevcut politik durumların ve rekabetlerin ötesinde bir akılla yapacağız. Oturup anlaşacağız. Türkiye’de gücünü halktan alan siyaset bu olgunluğa, reşitliğe sahiptir. Anayasa yapma sıkıntısını artık Türkiye’de daima konuşulan fakat hiçbir şey yapılmayan bir sorun olmaktan çıkarmak lazım. Burada aklın yolu muhakkak. Masaya oturacaksın. Sen beni göreceksin, ben seni göreceğim. Toplumun, bu temsiliyetler üzerinden ortak beklentileri hangi istikamette? Uzlaşma nereden geçiyor? Ona bakarak prensipler üzerine anlaşacağız. Anlaşamadığımız konular varsa onları da ayrıyeten kayda geçiririz. Sonuçta özgürlükçü ve demokrasi temelli, hak ve hakkaniyet asıllı, çağdaş dünyanın prensiplerini dikkate alan, toplumsal gelişme dinamiğiyle uyumlu, çağdaş bir anayasa yapma konusunda, kavramlar konusunda anlaşıyorsak ki bunlarda anlaştığımızı düşünüyorum. O vakit içeriğini doldurmak, unsurları belirlemek bakımından da anlaşmamak için bir neden yok. Yalnızca ufkun geniş olacak.”

Bu mevzuda katkı verecek her anlayışa hürmet duyacaklarını lisana getiren Bostancı, şöyle devam etti: 

“AK Parti’nin ufku geniştir. AK Parti, anayasa problemini siyasi partiler ortasında bir güç ve rekabet ögesi olarak görmek istemez. Anayasa sorununu şimdiki tartışmaların, aktüel politik durumların ötesinde, nitekim milletin geniş bir bölümünün temsilciler marifetiyle üzerinde uzlaşacağı bir metin olarak görür. Bu bakımdan da biz katkı verecek her anlayışa, anayasayı destekleyecek her beyana, ‘Anayasa yapalım.’ diyecek her iradeye büyük hürmet duyarız. Bunu, milletimizin siyasete ilişkin en temel sorunlu işlerinden biri olan sivil anayasa yapma işini yani bu sorunu de ortadan kaldırma doğrultusunda bir siyasi tavır olarak görürüz. Bu bakımdan beklentimiz, bütün partilerden rekabete devam edelim. Türkiye’nin problemlerine ilişkin fikirlerimizi söyleyelim ancak anayasa yapma konusunu şimdiki siyasal lisanın polemikçi yaklaşımıyla ele almayalım. Anayasa konusu; temel yasa, herkesin üstündeki yasa, hepimizin hakkına ve hukukuna ilişkin temel prensipleri belirleyecek yasa. Orası için gerekli olan siyasi aklı da lütfen gösterelim. Bizim beklentimiz budur.”