Bülent Arınç’tan İstifa Sinyali

Gazeteci Murat Çelik, Bülent Arınç ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fazla ağır bir tavır yaptığını söyleyen Arınç, açıklamalarında istifa konusuna da değindi. Murat Çelik, Arınç ile görüşmesine dair detayları sosyal medya hesabından şöyle aktardı:

* 1.) Bülent Arınç ile telefonda görüştüm. Açıklamaları şöyle:

– Ben hissi bir insanım. Dünkü söylev beni fazla rencide etti. Sayın Cumhurbaşkanı çok ağır bir söylev yaptı.

– İstifa ettiğim yönünde bir takım söylentiler çıkmış lakin şu an için bu içten yok.

* 2.) Bülent Arınç:

– Ben başkaları gibi Twitter’dan, Instagram’dan istifa etmem.

– Oluşan durumla ilgili, Sn. Cumhurbaşkanı ile bana kalırsa görüşmeyi bekliyorum.

* 3.) Bülent Arınç:

– Sn. Cumhurbaşkanı bugün İstanbul’daymış. Programı yoğun. Dolayısıyla bugün görüşemedim. Sanırım yarın Ankara’da olacak ve görüşebiliriz diye düşünüyorum.

– Kendisiyle görüştükten sonradan gereken neyse onu yapacağım.

* 4.) Bülent Arınç:

– Artan koşullar aşağı o konuşmayı yapmaya neden ihtiyaç duyduğunu kendisinden dinlemek isterim.

– Kendisinden dinledikten sonra, “O konuşmanın muhatabı bendim. Bu durumda buyurun istifa mektubumu” diyebilirim.

* 5.) Bülent Arınç:

– Benim üzerimden keza Sayın Cumhurbaşkanımız’ın ayrıca de Yüksek İstişare Kurulu’nun (YİK) yıpratılmasına izin vermem. Bana yakışmaz.

* 6.) Bülent Arınç:

– Daha önce de bazı açıklamalarım üzerine “Bunları söyleyen birinin YİK’te ne işi var” tarzında yorumlar yapanlar oldu. Ama benim yapacak daha çok işim var.

– Lakin öyle bir noktaya kazanç ama ara sıra, orada kalmaktansa gitmek daha uygun olur.

* 7.) Bülent Arınç’a sordum:

– Görünen o fakat, Cumhurbaşkanı görüşmeniz istifanızla sonuçlanacak. Peki sadece Cumhurbaşkanlığı YİK üyeliğinden mi ayrılacaksınız, yahut AK Parti’den de istifanız laf konusu mu?

Arınç: Elbette yalnızca YİK’ten. Partiden neden istifa edeyim?

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç’ın Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkındaki sözlerini isim vermeden eleştirmişti. Erdoğan, şunları söylemişti:

“Son günlerde bizimle asla ilgisi olmayan kimi bireysel talimat ile reform gündemimize yaptığımız vurgular gerekçe edilerek yeni bir fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını görüyoruz. Velev ki geçmişte birlikte çalışmış olsak bile, hiç kimsenin kişisel ifadeleri cumhurbaşkanı ile hükümetimiz ile partimiz ile ilişkili ülkü getirilemez.

Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir ve istikametimizde en minik bir değiştirme yoktur. Teröre bulaşmış, terörle el ele, kol kola yürüyenler, hiçbir zaman bizim ne yanımızda ne de dirsek teması halinde olduğumuz kişiler olamaz. şimdi yargının tasarrufu aşağıda olanlar, bizim yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börü’lerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliamının failleri, hiçbir süre Tayyip Erdoğan kadar dava arkadaşları kadar asla ve katiyen savunulamaz.

CHP’nin ve arkasındaki mahfillerin dümen suyuna girenlere, ‘siz gidin heykellerinizle iç kavgalarınızla karanlık pazarlıklarınızla uğraşın, düşün bu ülkenin ve milletin yakasından’ diyoruz. Türkiye’yi dışarı şikayet ederek, diğer ülkelerin yönetimlerine bize nasıl ve nerelerden saldıracaklarını akıllarını vererek, dün söylediğini bugün yalayarak siyaset yaptığını sananların sonu hüsran olacaktır. Gezi eylemlerini organize edenlerin biz savunucusu olamayız. Biz 18 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da milletimizin hizmetkarlığını yapmayı en büyük asalet kabul ederek yolumuza devam edeceğiz. Biz özellikle Seyahat olaylarının finansörlüğünü yapan ve bunlarla ilgili olarak da şu anda içeride olan, özellikle bugün yarın hiçbir zaman, bunların savunucu olmadık, bundan daha sonra da olmayız.”

‘TERÖR ÖRGÜTLERİYLE KOL KOLA YÜRÜYENLERLE BİRLİKTE OLAMAYIZ’

Erdoğan, bunca yıldır iktidar gücünü kullanan bir parti olarak eksiklerinin, hatalarının olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

“İstikamet dürüst olunca eksikleri tamamlamak muhtemel ışık halkası geliyor. Bugün de tüm samimiyetimizle çareyi yine milletimizde arıyoruz. Bunun dışındaki her türlü fitne ve fesat girişimlerini reddediyor, sizlerden de dikkatli olmanızı istiyorum. Terör örgütleriyle ele ele, kol kola, omuz omuza Ankara’dan İstanbul’a yürüyenlerle biz birlikte olamayız. Yolculuk olaylarının finansörü olanlarla Kavala’larla onlarla hiçbir zaman biz bir arada olamayız. Ve biz Kobani’yi unutamayız. Biz Diyarbakır’da, bizim Kürt kardeşlerimizi öldürenlerle onların savunuculuğunu yapamayız.

Hukuka sarılarak onların savunmasını yapmaya girenler kusura bakmasınlar; bundan böyle şunu bilmeleri lazım ki AK Parti, hiçbir süre bunları savunmamıştır, savunmaz. Lakin AK Parti, biz Diyarbakır’da öldürülen Yasin Börü kardeşlerimizin yanındadır, yanına olmaya devam edecektir. Biz binlerce yıldır doğuyla bağımızı zinde miktarak daima batıya yönelmiş bir milletiz. Asırlar baştan başa ayrı medeniyetler ve kültürler arasındaki ilişkinin vasıtası, hakkın ve hakkaniyetin temsilcisi olarak geniş bir coğrafyaya mührümüzü vurduk. Bizim için Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü, Abaza’sı diye bir ayrım yoktur. Biz beraberiz, iriyiz, kardeşiz ve daima birlikte Türkiye’yiz.”